Dünyamızın Manyetik Kutupları Yer mi Değiştiriyor?

  1. Ana Sayfa
  2. Bilim
  3. Dünyamızın Manyetik Kutupları Yer mi Değiştiriyor?

 

Bu günlerde gerek sosyal medyada, gerekse çoğu web sitesinde dolaşan bir dedikodu mevcut. Bu dedikoduya göre Dünya'nın manyetik kutupları yer değiştiriyor. Öyle ki çoğu felaket ve kıyamet senaryosu şimdiden hazır. Kimine göre büyük depremler, kimine göre daha büyük afetler kapıda bekliyor. Tıpkı 2012’de Maya takvimine uydurulan kıyamet senaryosu şimdi yeniden, kutup değişikliği durumuna uyarlanıyor.

Nereden Çıktı Bu Dedikodular?

Normalde bu tip kitlesel dedikodular yurt dışı kaynaklarda üretildikten sonra ülkemizde gündem olmaya başlar. Bu sefer de kutup değişikliği dedikoduları dış kaynaklara dayanıyor, ama bir problem; daha doğrusu bir gecikme var. Bu konudaki haberler yabancı bilim ve haber sitelerinde 2018 yılının başlarında gündem olmuş, ama her ne hikmetse ülkemizde İnternet reytingi adına bugünlerde gündeme oturtulmaya çalışılmaktadır.

Peki Olan Biten Ne?

Gelelim meselenin bilimsel sorgusuna. Bir çok çevreye ve bilim adamına göre içinde bulunduğumuz zamanda Dünya'nın kutupları çoktan yer değiştirmeye başladı bile. Ki bunu destekleyen ölçümler ve bilimsel veriler de mevcut. Geçmişte en son 780.000 yıl önce böyle bir manyetik kutup değişikliğinin olduğundan ve bu değişimin dünya tarihi boyunca tekrarlandığından bilim adamları artık eminler.

Dünyamızın derinlerinde yer kürenin çekirdeğine kadar olan tabakalarda erimiş halde demir okyanusları bulunuyor ve sürekli olarak yerkürenin içinde hareket ediyorlar. Ve bu devasa hareket Dünyamızın manyetik alanını oluşturuyor. Tabiri caizse yerküremiz bir dinamo gibi sürekli olarak enerji üretiyor. Bu manyetik alanı oluşturan devasa mıknatıs benzeri yapı, Dünya'nın eksenine göre 11 derece daha eğik durumda ve bu mıknatısın kutupları bizim bildiğimiz coğrafi Kuzey ve Güney kutup noktalarıyla aynı yerlere denk gelmiyor. Hareket eden sıvı demir okyanusları, sürekli olarak dönme hareketini devam ettiriyor. Zamanla bu sıvı demirin damlacıkları, demir atomlarının sahip olduğu hareket yönünün tam tersinde bir ivme kazanıyorlar ve bilim adamlarına göre demir atomları ters yönde hizalanıyorlar. Normal hareketlerinin tersi bir yönde hizalanan demir atomlarının miktarı arttıkça önce dünyamızın manyetik alanı zayıflıyor, ardından bu süreç kuzey ve güney manyetik kutuplarının tam tersine dönmesiyle sonuçlanıyor.

Ancak bu işlem öyle bir kaç gün ya da bir kaç yılda tamamlanmıyor. Manyetik kutup değişikliği 1000 ile 10.000 yıl arasında sürebiliyor. Bu süre boyunca Dünya'nın manyetik alanı zayıflıyor ve çeşitli anomaliler yaşanabiliyor.

Şu sıralarda da bu dönüşümün işaretleri mevcut. Dünya'nın manyetik alanındaki zayıflama hızı geçmiştekinin 10 katına çıktı. Bu ölçümü yakın geçmişte Avrupa Uzay Ajansı'nın uzaya gönderdiği "Swarm" uydularındaki manyetometreler gerçekleştiriyor. Bilim adamlarına göre bu değişiklikler kutupsal dönüşümün habercisi olabilir de, olmayabilir de... Ama şu bir gerçek ki araştırmalara göre son 160 yılda Dünya'nın manyetik alanı kaygı verici derecede zayıfladı.

Yine yapılan ölçümlere göre Dünyamızın manyetik kuzey kutbu Kanada'dan Sibirya'ya doğru kaydı. Bu kayma o kadar hızlı ve kısa sürede gerçekleşti ki, 2015 yılında Dünya'nın manyetik alanı ile ilgili yapılan kalibrasyon ve güncellemeler çoktan geçerliliğini yitirdi. Bu güncellemeler artık hayatımızın bir çok alanında kullandığımız navigasyon ve harita teknolojilerinin hatasız olarak kullanılmasını sağlıyor. Ki kalibrasyonda oluşacak sapmalar özellikle uçak ve gemi gibi ulaşım araçlarının yolculuklarında problemler çıkmasına sebep olabilir.

Van Allen Kuşağı da Bu Değişiklikten Etkilenecek

Bunların yanında, Dünyamızın sahip olduğu manyetik çekim alanı bizi kozmik uzay radyasyonundan koruyan Van Allen Kuşağının da temel taşı. Dünyanın manyetik alanında gerçekleşecek ileri derecede bir zayıflama Van Allen Kuşağının da zayıflaması ve Dünyamızın daha fazla radyasyona maruz kalmasıyla sonuçlanabilir. Şanslıyız ki bilim adamlarına göre atmosferimiz bizi büyük ölçüde bu radyasyondan koruyacak.

Ama gerek yörüngede dolaşan uydularımızın, gerekse yeryüzündeki elektrik sistemlerinin bu elektromanyetik radyasyondan ileri derecede etkilenmesi kaçınılmaz olacak. Ki direkt olarak insan vücudunu etkilemese bile, elektrik ve uydu sistemlerinde yaşanacak büyük çaplı problemlerin dünya çapında kaosa sebep olabileceği aşikar.

Bilim adamları ve araştırmacılar kutupsal bir değişim olsa bile bunun bir kıyamet anlamına gelmeyeceği konusunda hemfikirler.

Ama bir yıl öncesinin haberleriyle bile günümüzde sırf takip ve beğeni kazanmak adına insanları korku ve paniğe sevk eden sosyal medya kaçkınlarının ve macera arayan insan ırkının öyle bir durumda neler yapabileceğinin yorumu size ait...

13 Şubat 2020